Birleşik Arap Emirliklerinin 2005 yılına kadar kodifiye (codified) edilmiş yani kanunlaştırılmış bir Aile Hukuku yoktu. Bu konular, İslam Hukuk ekollerinden (Mezhep) Maliki ve Hanbeli Hukuk ekollerinin İslam Aile hukuku konularındaki içtihatlarına göre çözülüyordu. Ayrıca ilgili meselelerde önceki mahkeme kararlarına da bakılıyordu. Abu Dhabi ve Dubai Emirliklerinde Maliki, Kuzey Emirliklerinde ise Hanbeli İslam hukuk ekollerinin içtihatalarına göre aile hukukuyla ilgili meseleler çözümleniyordu.
BAE’de uygulanan hukuk geleneği, Avrupa Hukuku (Civil Law) geleneği olması hasebiyle yüksek mahkemelerin içtihatları benzer konularda alt mahkemeleri bağlamamaktadır. Bu içtihatlara benzer konularda işaret edilir yani gönderme yapılabilir, ancak bağlayıcılıkları sözkonusu değildir.
Aile hukuku, İslam Hukukundan alınmış olmasına rağmen, alınan içtihatlar yine de alt mahkemeleri bağlamaz. Oysa Common Law denen İngiliz Hukuk geleneği (Precedent Law) bir İçtihat Hukukudur ve yüksek mahkemelerin kararları benzer olaylarda alt mahkemeleri bağlar.
2005 yılında düzenlenen ve kanunlaştırılan BAE Aile Hukuku, İslam Hukuku esaslarına göre düzenlenmiştir. İlgili kanunda eksik olan hususlar sırasıyla İslam hukuk ekollerinden öncelikle Maliki, Hanbeli, Şafii ve Hanefi hukuk ekollerinin (mezheplerin) ilgili konudaki içtihatlara göre çözüme kavuşturulur.
Öncelikle bilinmelidir ki İslam Hukukunda “İmam Nikahı” ya da “Dini Nikah” diye bir kavram/hukuken geçerli nikah yoktur, bu kavram geleneksel olarak toplum kültürü içinde varlığını sürdürmektedir. İslam hukukunda Nikah dini bir akit değildir. Nikah, medeni bir akittir, bunun anlamı; Nikahın, hem ahlaken hem de hukuken bağlayıcı olmasıdır.
BAE kanunlarına göre, nikah mahkemede akdedilir (kıyılır), genel kanının aksine hocanın veya imamın önünde değil, hakim kararıyla gerçekleştirilir. Yani, nikahı aile mahkemesinde hakim kıyar.
Bununla birlikte, iki şahitle İmam tarafından kıyılan nikah, kayıt altına alınmış ve kanunen tüm şartları taşıyorsa, bunun en kısa zamanda mahkemede tescil edilmesi şartıyla kanunen geçerli hale gelebilir, aksi takdirde kanunen yok hükmündedir. Sadece ahlaki ve vicdani bağlayıcılığı olabilecek İmam Nikahı taraflara hukuki bir mesuliyet ve sonuç yüklemeyeceği için eşlerin maslahatları açısından ve bu tür bir nikahın taraflarca istismara açık olmasından dolayı, hukuken olduğu gibi dinen de caiz değildir.
Zira tüm İslam hukuk ekolleri her zaman ferdin ve toplumun maslahatını, çıkarını ön plana almış ve her zaman istismara götürecek hususların önünü (seddü-zerai ilkesi) kapatmıştır. İslam dinin ruhundan saparak, islam hukuk ekollerinin içtihatlarını yanlış yorumlayıp İslam Hukukunun hükümleriymiş gibi, tabiri-i caizse işi kitaba uydurmaya çalışmanın yanlış olacağı ve istenmeyen, İslamın insanı korumacı siyasetine ters sonuçlar doğuracağı aşikardır.
Birleşik Arap Emirliklerinin her emirliğinde aile mahkemeleri vardır. Ayrıca Şii olan vatandaşların ilgili meseleleri mahkeme bünyesinde bulunan Şii Meclisinde ele alınıp çözümlenir. Burada da Şii Aile Hukuku uygulanır.
İlgili mahkemeler devlet mahkemeleridir, ülkede bulunan vatandaş ve oturumu olan yabancıların ilgili meselelerinde de devlet mahkemeleri görevli ve yetkilidir. Devlet mahkemeleri kendisine gelen davalarda, tarafların ülkede oturumu olmasa da, ülkenin kendi sınırları içerisinde cereyan eden tüm hukuki olaylara bakmakla münhasır (Exclusive Jurisdiction) yetkilidir. Müslüman olmayanlara mahkemeler kendi kanunlarını ve kendi mezheplerinin öğretilerini uygular. Ancak geriye kalan kanunlar herkese eşit bir şekilde tatbik edilir. Ülkede oturumu bulunmayan ve vatandaş olmayan kişilere de ülke sınırları içerisinde oldukları müddetçe tüm kanunlar uygulanır.
Usüle ilişkin medeni ve ticari konularda kanunda belirtilmeyen hususlarda Medeni Usül Kanunu ve İspat Kanunu uygulanır. (Madde 4)
Kanun,
Evlenme, boşanma, evlilik akdinin feshi, çocuğun velayeti, vesayeti, çocukların bakımı, nişanlama, evlilik, bakım, ziyaret hakkı, hediyeler, evin donanımı, mihir denen boşanma tazminatları, peşin ödenen boşanma tazminatları ve boşanma anında hanıma ödenen boşanma tazminatları gibi konuları detaylı olarak düzenler.
Kanuna göre; eşler nikah esnasında hukuken ve ahlaken sakıncası olmayan şartları nikah akdine yazabilirler. İlgili şartalara uyulmaması taraflara boşanma hakkını verir.
İslam Aile hukukunda kadın kocasının soyadını taşımak zorunda değildir, kendi kızlık soyadını kullanır bu konuda kocasının zorlaması ya da talebi söz konusu olamaz. Nikahtan sonra da kadın kendi kızlık soyadını, önüne ya da arkasına kocasının soyadını yazmadan kullamaya devam eder.
Birleşik Arap Emirliklerinde kadın velisinin izniyle evlenebilir, veli; baba, erkek kardeş, amca, abi, dede olabilir. Anne ve abla kızı evlendirmek için veli olamaz. Ayrıca velisi olmayan kadının velisi hakim olabilir. Bu Maliki Hukuk ekolünün bir içtihatıdır ve kanunlaştırılmıştır, oysa Hanefi Hukuk ekolünde bu tür bir içtihat sözkonusu olmayıp, kanunen yetişkin bayan, kendi hür iradesiyle evlenebilir.
Ayrıca eşler arasında yaş eğitim vs. konularda eşitlik ya da yeterlilik şarttır. Kifayet ya da küfüvve (denklik) denen eşlerin aynı ya da yakın düzeyde olmamaları durumunda hakim nikahı akdedemez. Kifayet konusuna kadının velisi itiraz edebilir. İtirazı mahkemece göz önünde bulundurulabilir.
Evlenecek eşlerin sağlıklı olduklarını, evliliklerine engel olabilecek hastalıklarının olmadığı devlet hastanesinden alacakları tam teşekküllü bir raporla ispat etmek zorunlulukları sözkonusudur. İlgili resmi rapor getirilmedikçe nikah kıyılmaz.
18 yaşını doldurmamış kişiler evlenemez, şayet hakim evliliklerinde bir maslahat, bir çıkar görüyorsa kendi takdiri yetkisini kullanarak talep üzerine evliliğe izin verebilir. (Madde 30-1-2)
Velisiz nikah akdi geçersizdir. (Madde 39)
Evlenilecek kişi kanunen evlenilmesi yasaklı kişi olmayacaktır. İlgili kanunu 42-46 maddelerinde daimi yasaklananlar ve ilgili kanunun 47. Maddesinde geçici yasaklananları konu eder.
Nikah akdi iki erkek, yetişkin, akıl sağlığı yerinde Müslüman şahitle kıyılır. (madde 48-2)
Müslüman bir erkek kitap ehli Hristiyan ya da Yahudi bir kadınla evlenebilir.
Kadının boşanma tazminatı ödenmezse kadın boşanmayabilir.
Kadının kocası üzerindeki hakları: Madde 55
- İaşesini maddi olarak karşılamak,
- Eğitimini tamamlamasına engel olmamak,
- Yakınlarını akrabalarını ziyaret etmesine engel olmamak, onları ağırlamak,
- Hanımının özel parasına dokunmamak,
- Manen ve madden hanımına zarar vermemek,
- Kocanın şayet başka eşleri varsa eşler arasında adaletsizlik yapmamak,
Kocanın eş üzerindeki hakları (madde 56)
- Kocasına itaat edip saygılı davranmak,
- Ev işlerini yönetmek ve aile mahremiyetini korumak,
- Evde bulunan mevcutları korumak,
- Bir engel olmadıkça çocukları emzirmek,
Eşler finansal olarak birbirlerinden bağımsız kişilerdir, hiçbir eş diğerinin parasını eşin rızası olmadan alıp harcayamaz. Kadın kendi malını ve parasını harcamada hür ve tasarruf yetkisine sahiptir. (madde 62)
Koca, hanımının tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. (Madde 65)
Koca hanımına ayrı bir ev, yiyecek, giyecek ve sağlık hizmetleri sunmak zorundadır ve ayrıca hanımının babasının evinde hizmetçi varsa kendisine hizmetçi tutmak zorundadır. Koca aynı eve eşinin izni olmadan ikinci eşi getiremez. Her eşe ayrı ev tutmak zorundadır. (Madde 75-77)
Çocukların tüm ihtiyaçlarını eğitim vs. koca karşılamak zorundadır.
Şayet anne çocuğunu emziremiyorsa baba emzirme masrafları ve bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. (Madde 79)
Anne kendi parasından çocukları için harcadıklarını babadan tahsil eder. (Madde 80)
Çocuğun kimsesi yoksa devlet tüm harcamalarını karşılar. (Madde 87)
Minimum hamilelik dönemi 180 gündür, maksimum hamlelik dönemi ise doktorlardan oluşacak komisyon aksini belirtmedikçe 365 gündür.
Bunun dışında ilgili kanun; bekleme sürelerine, çocuğun velayetine, velayeti alabilecek kişilere, şartlarına da ayrıntılı yer vermektedir.
Burada ilgili kanunu 144 ve 145. Maddelerinde geçen bir iki hususu belirtmekte yarar var;
Kanunun 143 ve önceki maddelerinde belirtilen şartlarına ek olarak,
- Şayet çocuğu kendi gözetimine alan kişi kadın ise çocuğa mahrem olmayan yabancı bir kocayla evli olmayacak, ancak mahkemenin vereceği karar mahfuzdur. Çocuğu kendi gözetimine alan kişinin çocukla din birliğinin olması gerekir,
- Şayet çocuğu kendi gözetimine alan kişi erkek ise, çocuğa bakacak bir kadının olması gerekir.
- Çocuk şayet kız ise erkek ilgili kız çocuğunun mahremi olması gerekir.
- Çocuğu kendi gözetimine alan erkek kişinin çocuk ile din birliğinin olması gerekir.
Aynı kanunun 145. Maddesinde şayet bakımı alan anne ise ve başka bir dine mensup ise velayeti, mahkeme aksine çocuğun çıkarı için bir karar vermedikçe düşer. Ancak böyle bir durumda bile ilgili, kadın ya da erkek olsun, çocuğa bakımı beş yılı geçemez,
İlgili kanun, yetişkin, ergin, ehliyetli, ehliyetsiz vs. konularını da ayrıntılı bir şekilde düzenlemektedir.
Velayetin alınması, velayetin şartları,
Çocuğunun parası, mallarının yönetimi,
Miras, mirasın şartları, mirasın geçerlilik şartları,
Murisler, hisse oranları,
Mirasın geçersiz olduğu durumlar,
Veraset ilamı vs.
Ölenin borçlarının ödenmesi gibi, kanun ilgili tüm meseleleri detaylı bir şekilde ele almaktadır.
Dubai’de Türk Avukatlar